29 Mayıs 2013

Kitap Yorum: O YAZ || Lisa Kleypas ( Wallflowers Serisi #1)



Merhabalar Küçük Kızın Biricik Okuyucuları(:
Bu yazıya hazırmısınız bilmiyorum (: yine kendime mani olamadım yazdım durdum. En azından bu sefer önden uyarıyorum (: 
 Şimdikten iyi okumalar efendim. (:

ÖN BİLGİ:
Küçük Kız historical romance'larına kesin geri dönüşünü bu post ile  resmen yaptı sevgili okurlar.
Adli Tatil’in yaklaşması ile duruşma yoğunluğunun azalması ve dil kursumun dönem arasına girmesi ile sizleri bolca tarihi aşk romanı incelemesine boğmayı düşünüyorum. [Yani umarım, başıma yeni yeni işler çıkmazsa (: ] Lisa Kleypas, “Historical Romance Yazarları Top 10” listemde yer alan yazarlardan biridir. Ülkemiz de bütün kitapları Epsilon Yayınlarından çıkmakta. (Tabi ki şaşırmadınız.)

Yazarın yazım stilini ve kurgulama tekniğini genel olarak incelersek, her kitabında Julie Garwood ile aşina olduğumuz espirili dialoglar ile dolu ve kesilikle kendine has, kitabın sonuna kadar kurguya bağlı ve ayağı yere basan karakterler yarattığını görüyoruz. (Bu sık karşılaşılan bir durum değil ne yazık ki.)

Belki de Lisa’yı bu kadar keyifle okumamın sebebi erkek karakterlerinin bütün kusurları ile kitabın başından sonuna kadar ortada olmalarıdır. Hemen bir düzelme, ilk aşkın heyecanı ile derhal bütün karakterin değişmesini bulabilmek imkansız. Karakterlerinin kusurlarını örtme veya gizleme ihtiyacı olmadan, düzeltme gereği bile duymadan kusurlu kadınları ile yaptığı mükemmel eşleşmeleri ile karşılıyor bizi bütün kitaplarında.

Kadın karakterlere de aynı acımasızlıkla davrandığını söylemeden geçmeyelim. Kleypas çiftlerinin hepsi kendi içlerinde uyumu yakalabilmiş kusursuz uyum örnekleri olarak kendisine hasta bırakıyor.

Romance kitaplarda asıl olan ana karakterlerin akış içerisindeki sadakati ve gerçekçiliğini Lisa Kleypas’ ın bütün kitaplarında görebilmek mümkün. (ki kurgunun yanında kitabın kalitesini kesinlikle buradan anlarsınız.) Birbirine kesinlikle benzemeyen karakterler yaratıp her bir kitabında sizi kendisine hayran bırakacak bir kurgu yaşatmayı nasıl beceriyor inanın algılayabilmiş değilim. Ama o Lisa yapar yani şaşırmamalıyız. (:

Seri Bilgisi:
Wallflowers* Serisi:
1- O Yaz
2- Ben Böyleyim
3-Sevgim Sana Ait
4-Nisan Yağmurları
5- A Wallflower Chrismas (Çevrilmedi)
Read More




Kitap Yorum: CEHENNEM || Linda Howard (Raintree Serisi #1)



Merhabalar Herkese!

Yorum konuğum Raintree Serisinin ilk kitabı “Cehennem”. Kitabı direk okuma sebebim konunun orijinal olmasının dışında Linda Howard tarafından kaleme alınmış olmasıydı itiraf ediyorum. (: Peki sonunda hayal kırıklığına uğradım mı? Tabi ki hayır. (:
 
Kitaplar kısa önden uyarayım (: Kitabın sonunda, neden binlerce sayfalık bir roman değil! diye ağlayıp, dizlerinize vuracaksınız ne yazık ki. (: Kısalığından uzunluğundan ziyade ilk tespit olarak diyeceğim şey kesinlikle konunun özgünlüğüdür arkadaş! Hakikaten ilk sayfalardan itibaren, son sayfalara kadar kafamı kaldıramadan ve sürekli bu sayfada ne olacak acaba merakıyla okudum. 

Kitap Tanıtım:
Raintree Serisi:
1- Cehennem
2- Adalet
3- Sığınak

Raintree Klanı tarafından bozguna uğratılmalarından iki yüz yıl sonra Ansara büyücüleri, bu en amansız düşmanlarının karşısına bir kez daha çıkmaya hazırlanıyorlardı. Dante Raintree bir kral olarak klanını korumak zorundaydı ama karşısına çıkan Lorna Clay sadece yüreğini değil, neredeyse klanına duyduğu sadakati bile sarsacaktı. Lorna’ya güvenemediği gibi ondan uzak da duramıyordu.  

Reintreeler, doğaüstü güçlere sahip olmalarının yanında, modern hayatın içinde yaşıyorlardı. Bu savaş, klanın sadakat ve ilişkilerini test edecekti. Düşmandan gelen ilk darbede her zaman hükmettiği ateş bu kez onu yeniyordu. Dante, klanıyla birlikte, galip çıkamayabilecekleri bir kavgayla yüzleşmek zorundaydı.
 
"Tek bir Linda Howard kitabı ile yetinemeyeceksiniz..."
New York Times

"Bu usta yazar tam anlamı ile nefes kesiyor..."
Romantic Times BOOKreviews




YORUM:

Dante Raintree bir kral( ona aile içinde Draniri diyorlar) , bir ateş efendisi ve zengin bir  iş adamı INFERNO otel ve kumarhanelerinin sahibi (:
Read More




26 Mayıs 2013

I Love Bad Boys! || #3 Edward Cullen - Twilight Saga

 Herkese Merhabalar!

Uzuuun bir aradan sonra nihayet bloğum ve kitaplarım ile başbaşa kalabileceğim bir günüm olabildi. Eğer çalışan değil okuyan bir kişi olsaydım sanırım hayat benim için pek çok yönden mükemmel olabilirdi. (:
Neyse konumuz bu değil tabi ki. Hadi geçelim"I Love Bad Boys" çalışmamıza (: Çok beklediniz zaten...






Kızlar (beyler) sizlere milyonların sevgilisi, kimsenin hayır diyemeyeceği, bizlere uzunca bir süre cam pencere açık uyutan, bal rengi gözleri olan erkekleri trend yapan, sivri dişli, ziyadesiyle edepli, ısırılıp koparılası suratlı, mükemmel saçlı yakışıklımız, artık evli ve çocuklu bebeğimiz EDWARD CULLEN'ı takdim ediyorum.



Kendisini uzun uzun anlatmama gerek olmadığını düşünüyorum. Lütfen hala Twilight'ı bilmeyen varsa kendisini öldürebilir. Gerçekten! (:


Kendisini Bella olmadan düşünmem imkansız olduğu için çiftimiz ile baş başa bırakıyorum demek daha doğru olur tabi (: En sevdiğim alıntılar ve resimler ile her  zamanki gibi gözünüzün gönlünüzün açılması ve kendi Edward'ınızı bulabilmeniz dileğiyle,

Team Edward Forever!
Küçük Kız;)







Forbidden to Remember; Terrified to Forget. 

(Hatırlamak yasak, unutmak korkunç.)


It will be as though I never existed. 

(Sanki hiç varolmamışım gibi.)


Somewhere, a clock is ticking. 

(Bir yerlerde zaman işliyor.)

When you can’t be with the one you love, will you stay with the one who loves you? 
(Sevdiğin tek kişiyle olamadığında, seni seven tek kişiyle kalabilir misin?)

Love Bites Back.  
(Aşk yeniden ısırıyor.)
Read More




21 Mayıs 2013

Kitap Yorum: EJDERİN ARZUSU || Konuşan Kitaplar ile Blog Turları

Herkese Merhabalar!

Küçük Kız sonunda Ejderine kavuştu. (: Pir mutlu pir mutlu efendim anlatamam (: Ejderin Aşkı'nı okuduğumdan beri dört gözle beklediğim serinin ikinci kitabı, mükemmel bir kapak çalışması ile sonunda çıktı!
 

Yorumumuza geçmeden önce iki hususu belirtmek isterim; 

1-(Kitabın sayfada bir de çekilişi var! (: Belkim size çıkar hadi hemen katılın : Tık Tık*)

2-İlk kitapda neler olduğunu merak eden arkadaşları "Ejderin Aşkı" postuna doğru alalım, sonra burada tekrar buluşalım efendim kendileri ile (:


Kitap ile ilgili ilk tespitim kesinlikle çok güldürdü. (: Hani ilk sayfadan son sayfasına kadar ejder kardeşlerin, ejderlerin sevgililerinin ve hepsinin birbirleri ile olan muhabbetine bittim. Gülmemeniz imkansız.

Kitabın konusu ise Prenslerimizden Breic'in Talaith ile olan durumu ve kitabın arka planında krallıkla, ilk kitapdan tanıdığımız Annwly'in başına gelenler ve mevcut bütün gelişmeler..

Talaith tek kelime ile gıcık ama sevilesi bir karakter bir kere. İlk kitapdan kibiri ile bildğimiz Briac bu kitapda kendisini resmen aşmıştı, inanın (: Ama Talaith, onunu havasını fazlasıyla söndürmekte. Briac, yenilmez bir ejderha ve kadınlar ile ilişkileri oldukça sıkıcı ve önemsiz iken bütün bu durum Talaith'i görmesi ile değişiyor. Köylüler onu asmak üzereyken hayatını kurtaran ve Ejder Yasalarına göre onu alıkoyan Briac, her kadın gibi Talaith'inde onun erkeksi cazibesine karşı koyamayacağından emin (: Ama yavrum Talaith benden o konuda 10 puan aldı. Tamam hepinizin tahmin ettiği üzere bir yere kadar karşı koyabilecekti elbette ama olsun yine iyi dayandı kız. (: Sonrasında ise gelişenler Briac'a resmen acımama sebep oldu. İkili arasındaki cinsel çekimi okurken çok rahat hissedebiliyorsunuz. Yazar canladırma konusunda başarılı.
(Erotik sevmeyen arkadaşlara önden bir uyarı olsun, kitabın içerisinde cinsel öğeler bulunmakta.)

Briac, ilk intibamıdır bilinmez hep daha farklı şekillnmişti karakter olarak gözümde. Bu kitapda onu daha sönük ve pasif buldum. Bunun sebebi bizim hiç susmayan kızımız Talaith'miydi, yoksa abisi (ilk göz ağrım) Fearghus'muydu emin değilim...

Ana konuya değinmeden söylemek istediğim birşeyde kardeşleriden Gwenvael ile resmen aşk yaşıyorum! İşte o kitap beni uçurur herhalde. Allah'ın çapkını, işi gücü kadın, aklı fikri oynaşta olan kin tutamaz, öfkesini hemen unutur, espirileri ve belden aşağı imaları ile beni benden alan Gwenvael'in varlığı resmen kitaba şenlik havası verdi. (: Yirim (:



Kitabımız karakterlerin ilişkilerinin dışında birde arka planda gelişen olayların varlığı ile bence zirvesini gördü! Tanrıların ortaya çıkması kitapdaki romantik havaya anında aksiyonu kattı ve uçurdu.

Talaith'in bir cadı olması, Briac ile aralarında ki inkar edilemez(!) tutku ve olması ve kadının sırları ile ilk sayfandan son sayfaya tam bir gizem çözüyoruz. (: Eski karakterin varlığı ve aslında birinci derece kurgunun içerisinde yer alması bana mükemmel bir okuma zevki yaşattı. 

Tarafsız bir yorum mu bu yazdığım bilemiyorum, zira bu kitabı çok beğendim ve büyük bir beklenti ile okumaya başladım, her türlü beklentimi karşıladı size tavisyem hemen edinin ve serinin iki kitabınıda okuyun, yutun (:

Anwyl ile ilgili kitabın sonlarına doğru öğrendiğim şey ise beni resmen şok etti..! Tanrım üçüncü kitabı nasıl bekleyeceğim hiç emin değilim (:

Benden bu kadar canlar,Kitap ile ilgili her türlü sorunuza açığım, beklerim her zaman.
Sevgilerle,
Küçük Kız
Read More




20 Mayıs 2013

Bir "AŞK SENİ DE VURUR" İncelemesi, küfretmesi, parçalamasıdır.

Merhabalar! (:

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir, en azından birileri iyi olsun bu sayfada!
Bu post bir kitap yorumu değil sebebi BloG-TwinS çalışmasının konuğu olacak ilerleyen günlerde bu sebeple spolier bulamazsınız rahatça okuyun, halime acıyın gülün eğlenin diye yazıldı. 

Bu yazının asıl sebebine dönersek, 
Tanrım! Sen yıllarca serinin son kitabını bekle, bekle çıksın! Al oku nefes alma bunu yaparken sonra PUF!,
Tamam kurgu mükemmel hiç lafım yok, konu aktı gitti hani sıkıldım gözlerimi devirdim dersem resmen günaha girerim, yani bunlarla alakası yok... Sadece sıkı bir Historical Romance okuyucu takipçisinin Garwood Aşkıyla ilgili yaşadığı bir hezimetinin öyküsü

Ya bu kadın Royce, Ian, Brodick ve Ramsey (ve daha nicesinin)'in yaratıcısı! Hadi ama adamım JULİE GARWOOD bu ya JULİE GARWOOD! Bu mu yani aşk, tutku ve İskoç Lordu'nun dillere desten aşkı!

Sırf bu kitabı,  çeviriden ötürü mü "tümden güme" giden bir hemizete yuvarlandığını, yoksa özündemi böyle olduğunu anlamak için İngilizcesini okuyacağım... Bunu yapacağım, aksi halde Küçük Kızın İskoç Haremimin kurucusu,bu haremin en büyük sponsoru Julie Garwood'a cidden iki çift lafım var!
Read More




19 Mayıs 2013

Kitap Çekilişi: EJDERİN ARZUSU || 11. Konuşan Kitaplar ile Blog Turu


Efendim Hoşgeldiniz (:

İlk kitap olan "Ejderin Aşkı"nı okuduktan sonra tırnaklarımı yercesine beklediğim serinin ikinci kitabı çıktı dediler! Delirdim, delirdim...
Birde üzerine Konuşan Kitaplar'da blog turu dediler uçtum =)
[Kitabı ve seriyi ilk defa duyanlar kendisini kötü hissetmesin şu postu okusun ve bilgilensin efendim. Tıklayınız]

Bir heves okuduktan sonra huzura erdim tabi ama dedim ki benim gibi daha niceler vardır, bu beklerler, isterler... değil mi?

Konuşan Kitaplar ile Blog Tur kapsamında Ejderha sever 3 kitap kurduna
Ephesus Yayınlarının desteği ile "Ejderin Arzusu" kitabını hediye ediyoruz.

Katılım için Rafflecopter aşağıda canlarım :)
ama tabi ne yapmıyoruz çekilişe katılıp blog tur akvitelerini kaçırmıyoruz. (:
Emeğe saygı diyerekten veda ederim.

Sevgilerle,
Ejder Sever, Tapar, Sarılır ve Öper Küçük Kız
Read More




14 Mayıs 2013

Neredesin Bernadette? - Film Olsaydı Kimler Oynardı? || Konuşan Kitaplar ile Blog Turu


Herkese Merhaba!

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu konuğumuz "Neredesin Bernadette?" kitabı hakkındaki cast çalışmama hoş geldiniz canlarım (:

Sözü fazla uzatmayalım da bakalım kitabın hayranları kimi, hangi rollerde görmek istiyormuş :)
Read More




Kitap Yorum: KOLAY || Tammara Weber


Merhabalar,
Bugün karşınızda "Tatlı Bela" ile ülkemizde başlayan "New Adult" akımının ilk kitaplarından "Easy" Türkçe adıyla "Kolay" kitabı var.  (Ön okuması için tık tık)

"Tatlı Bela" kitabından (Travis Maddox'tan sonra) sonra psikolojisini yeni yeni toparlayan Küçük Kız, bu kitap ile bir nebze daha kendine gelmiş bulunuyor (: Şimdi çok uzatmadan bol resimli, hatta sizler için videolu yoruma geçelim (:

Read More




11 Mayıs 2013

Kitap Yorum: Neredesin Bernadette? || Konuşan Kitaplar ile Blog Turu 3. Gün


Herkese Merhaba!

Bir dolu engele rağmen bu yorumu yazabildim inanamıyorum =)Bildiğiniz üzere Konuşan Kitaplar ile Blog Turu konuğumuz
"Neredesin Bernadette?" kitabı :) Yorumun sonunda kitap ile ilgili bir çekiliş bile bulabilirsiniz =)
Efem, Küçük Kız ödüllü bir kitabı yorum konuğu olarak ağırlamaktan büyük bir onur duyarak kitap ile ilgili yorumlarına geçer;

Öncelikle şunu diyebilirim ki daha ilk sayfalarından kitap kendini belli ediyor. Yazım tarzı olsun, diyologlar olsun olay akışına kadar okuduğumuz bildiğimiz romanlardan oldukça farklı. Başlarda alışamadığım için kitabı tutup fırlatmak istesemde bir yerden sonra koynuma alıp bağrıma bastım kendisini. :) 
Read More




10 Mayıs 2013

Ön Okuma: KOLAY || Tammara Weber

KOLAY || Tammara Weber

Onu uzaktan izliyordu ama tanışmıyorlardı. Bir gün kurtarıcısı oldu… Aralarındaki çekim inkâr edilemezdi. Ama birinin unutmak için çok çaba sarf ettiği geçmiş… diğerinin çok inandığı gelecek, onları ayrılmaya zorlayabilirdi.
Ancak ikisi birlikte acı ve suçluluk duygusuyla baş edebilir, gerçekle yüzleşebilir ve “aşkın beklenmedik gücünü”bulabilirlerdi.


"Bir"

Lucas’ı o geceden önce hiç fark etmemiştim. Sanki önceden var olmadığı halde, şimdi birdenbire her yerdeydi.Arkamda hâlâ son sürat devam eden Cadılar Bayramı partisinden daha yeni sıvışmıştım. Eski erkek arkadaşımın evinin arkasındaki otoparkta, sıkış tıkış duran arabaların arasından dolanırken oda arkadaşıma bir mesaj yazdım. Güzel ve ılık bir geceydi tipik, Güney tarzı bir Pastırma yazıydı. Evin ardına kadar açık camlarından gelen müzik kaldırımda yankılanıyor, arada patlatılan kahkahalarla, sarhoş meydan okumalarla ve daha fazla içki talepleriyle kesintiye uğruyordu.

Bu gece şoför tayin edildiğim için, partiye bir dakika daha katlanamasam bile Erin’i kampüsün öteki ucundaki yurdumuza sağ salim ve tek parça halinde götürmek benim görevimdi. Mesajımda gitmek istediğinde aramasını ya da mesaj atmasını söyledim. O ve erkek arkadaşı Chaz’in tekila sarhoşluğuyla birbirlerine yapışık dans ettikten sonra ellerini kenetleyip sendeleyerek Chaz’in odasına çıktıkları düşünülürse beni yarına kadar aramayabilirdi. Öyle olursa verandadan kamyonetime yapacağı kısa ve utanç dolu yürüyüşü düşününce kendi kendime güldüm.
Read More




Konuşan Kitaplar ile Blog Turları – Neredesin Bernadette?

Konuşan Kitaplar ile Bernadette’i arıyoruz! Yabancı Yayınları’ndan bugün raflarda yerini alan, 2013 Kadın Ödülleri Finalisti, Maria Semple’ın Neredesin Bernadette? i 9 – 14 Mayıs Tarihleri arasında blog tur durağımız olacak. Neşeli, matrak ve bir sonraki sayfada ne ile karşılaşacağınızı hiç bilemeyeceğiniz bu kitabı merak mı ediyorsunuz? O zaman takipte kalın… 


Neredesin Bernadette? Blog Turu takvimi
9 Mayıs  
kitap tanıtımı –  Kitap Sayfaları
yazar tanıtımı –  http://asabibakire.blogspot.com
Çekiliş – http://kahvekokulukitap.blogspot.com
10 Mayıs 
önokuma ve kitap video: Kördüğüm Hayaller
alıntılar 1 – Kitap Aşığı
yorum  - http://kitaplarindunyasi.wordpress.com
12 Mayıs 
Yayınevinden – http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com
yorum –
Kitap Aşığı 
14 Mayıs 
yazar söyleşi – Tuğçe'nin Kitaplığı

yorum – Kitap Sayfaları 



Read More




9 Mayıs 2013

Konuşan Kitaplar ile Kitap Günleri || FIRSATÇI - Tarryn Fisher * ALINTILAR


TARRYN FİSHER - FIRSATÇI

ALINTILAR*

(Kitabın çekilişi için Tık Tık**)

“Senden basketi kaçırmanı istedim. Kaçırırsan seninle çıkacağımı söylemedim.”
“Gerçekten mi? Ben pek öyle hatırlamıyorum.” Gözlerini kıstı ve kafası karışmış gibi yaparak başını kaldırdı. Alaycı olmaya sadece benim hakkım vardı.
“Benimle çıkacaksın, Olivia, çünkü her ne kadar kabul etmek istemesen de, benim hakkımda yanıldın.”Ağzım açılıp kapandı. Zekâm! İnce zekâm neredeydi?
“Ben… Şey…”
“Hayır,” diye sözümü kesti. “Bahane yok. Seni yemeğe çıkaracağım.”
“Tamam.” Gözümü kapatıp uzunca bir nefes aldım.
“Sözüm söz.”
Cammie bunun için çok mutlu olacaktı. Hem de çok!
“Çarşamba, saat 20.00’de.”
Ayağa kalktı. Bir adım geri gittim. Boyu çok uzundu. Yürüyüp uzaklaşmaya başladı, sonra durdu.
“Olivia?”
“Ne var?” diye tersledim.
“Seni öpeceğim. Haberin olsun.” Kahkahası kütüphanede yankılandı.


“Bu bir randevu değil,” diye hatırlattım. “Ayrıca, beni diğer kızları götürdüğün yere götüreceğini söylemen gerçekten hiç akıllıca değil.”
“Doğru. Bir dahaki sefere sana yalan söylemem gerektiğini hatırlamalıyım,” dedi bana göz ucuyla bakarak.
“Bir dahaki sefer olacağını nereden biliyorsun?”
“Bir dahaki seferin olmayacağını nereden biliyorsun?”Ona bakmaya tenezzül bile etmedim; burnumu çekerek cevabımı verdim ve camdan dışarıya baktım.


Zengin İngilizler böyle yerlerde dondurma yemezlerdi. Yatlarda havyar yerler ve zengin, sarışın, vakıf fonu olan kızlarla çıkarlardı. Görünmeyen ciddi bir kusuru olmalıydı.
Aklımdan ihtimalleri geçirdim: huysuz, yapışkan, akıl hastası…
“Sanırım masayı merak ediyorsun?” dedi, karşıma oturarak. Başımı salladım.
“Liseden beri kızları buraya getiriyorum.” Ellerini yapış yapış olan masa üzerinde birleştirdi ve rahat bir şekilde arkasına yaslandı. “Neyse, şuradaki masayı görüyor musun?”
Gösterdiği masaya doğru dönüp baktım. Tepesinde eski bir trafik ışığı durmadan kırmızı, yeşil, kırmızı, yeşil yanıp sönüyordu.
“O masa bana kötü şans getiriyor ve oraya, ne yalnız ne de çıktığım kişiyle bir daha otururum.” Eğlenmiş bir şekilde ona döndüm. Batıl inanışları vardı. Kendimi iyi hissettim.
“Neden?”
“Çünkü ne zaman o masaya otursam bir felaket geliyor başıma. Mesela eski kız arkadaşım beni yeni kız arkadaşımla görüp üstümüze çikolata attı ya da okuldaki en seksi kızın karşısında yaban mersinine alerjim olduğunu öğrendim…” Kendine güldü ve ben de çetin kız davranışımı bozarak güldüm. Yaban mersini alerjisi sevimli bir durumdu.


“Benimle gelmeni istiyorum…”Çekmeceme doru yürüdüm ve bir kutu tahta kalemi buldum.
“Ne işin var bu partide?”
Suratına bir tane patlamam isteğimi dizginleyip sevimli bir sesle cevap verdim.
“Bilmem. Normal bir insanın ne işi varsa… Ne bileyim… Takılırım.”
“İçki ya da sigara içmezsin, dans etmezsin. Üzgünüm Olivia, kardeşlik cemiyetlerinin bir fıçı partisi olmadığı sürece – ki öylesi zaten çok ama çok sıkıcı olur, kimse seninle politika hakkında konuşmak istemez.” “Dans edebilirim,” dedim savunmaya geçerek. “Hem herkes içebilir – özel bir yeteneğe sahip olmak gerekmiyor.”
 “Evet, ama içtiğinde sapıtmamak için özel bir yeteneğe sahip olmak gerekiyor.” Afişin kenarlarına kalpler ve her birinin içine gülen yüzler çizmeye başlamıştı.
Bu kız boşuna oksijen tüketiyordu. Abartılı bir şekilde bir iç çektim.
“Projeni senin için yaparım – benimle gelirsen tabii.”
Cammie sırtının üstüne yuvarlandı ve kurbağalama yüzüyormuş gibi kollarını havada sallamaya başladı.
“Yüce Tanrıma şükürler olsun! Sihirli kelimeyi söyledin.”


“Biliyor musun Olivia, bu yaptığın şey – doğru olan şey.”
“Ne? Dürüst olmak mı?” 
Şarabımdan gergince bir yudum aldım. Benim dürüstlüğümden ya da bunun yokluğundan bahsetmek kadar rahatsız edici bir şey yoktu.
“Hayır.”
Şaşkın bir şekilde yüzüne baktım.
“Sevdiğinin peşinden gitmen.Tüm yaptıklarına rağmen ki sözümü sakınmayacağım çok rezil şeyler yapmışsın, ama yine de tüm bunları o insanoğlunu çok sevdiğin için ve elinde olmadığı için yapmışsın. Bunda bir dürüstlük var.”
“Hah! Benim içimde hiç dürüstlük yok, buna emin olabilirsin.”
“Yanılıyorsun.” Şüpheyle başımı yana eğdim. Aklı başında olan kimse bana dürüst demezdi, hele ki hikâyemi duyduktan sonra.
“Kötü eylemleriyle ilgili böyle dürüst olan ve kendi duygularını böylesine açıklıkla anlatan kimseyle karşılaşmadım. Sen kötü bir insan mısın, Olivia?”
“Evet,” dedim hiç zorlanmadan.
“Gördün mü? Sorun davranışında. Erdemli olmak için vakit ayırmak yerine hissettiğin her şeyi eyleme geçiriyorsun.”
“Erdem,” diye tekrarladım bu yabancı sözcüğün anlamı üzerinde yoğunlaşmaya çalışarak.


Otuz yaşımda gelinliğimle gelin odasında oturuyordum. Önceden olduğum kişi kötü biri olduğu için şimdi kim olduğumla ilgili bir fikrim yoktu ve tam olarak kim olduğum kesin değildi. Kendimi kaybetmiş ve aslında kendimi hiç bulamamıştım da. Bu kadar çok zaman harcadığıma üzülüyordum. Bazı şeylerin farkına varmak, sevdiğim şeyleri ve benliğimi bulmak için çok geç olmadığını biliyordum. Ama yine de bunu bilmek istediğimden emin değildim. Olabileceğim kişiyi özlemekten korkuyordum. Evet, onu hâlâ tüm kalbimle seviyordum.






Read More




Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML