Kim derdi ki polisiye kitap yorumu ile geri dönüş yapacak
Rüya Kızınız :)
Kayıp Kızlar Adası || Jennifer McMAHON
Olmaz diye bir şey yok, elinizde ki okurken nefes kesen bir
polisiye kitapsa şayet her şey olabilir…
Malum ramazan nedeni ile elimde
kitaplar –iyi yada kötü olsun- uzun uzun sürünüyordu maalesef. Ama öyle bir
kitap düştü ki elime akıllara zarar.
Okuduğum türlerden sıkıldığımda elimin altında bir adet
farklı türden kitap bulundurmak huyumdur (huyum kurusun).
Ve bu kez de
sakladığım bu kitabı bekletmekte ne kadar yerinde bir karar verdiğimi kendime
kanıtlamış oldum.
Zaten hep söylüyorum bu “J” ile başlayan yazarlar şimdiye
kadar beni hiç yanıltmadı.
Mükemmeldi ! olağanüstüydü ! heyecan vericiydi ve daha bir
sürü şeydi benim için "KAYIP KIZLAR ADASI”…
Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı ve en az ilki kadar merak
içinde bıraktı beni. Ve hatta itiraf etmeliyim ki Kayıp Kızlar adası bir "TIK"
daha öndeydi benim için…
Polisiye de sınır tanımayan, merak içinde bırakan, ve kim
kimdir, necidir, nereye kaybolmuştur, sorumlusu kimdir sorularına son sayfaya -bu kısımda ciddiyim- kadar süründürdü
beni…
Ve baktım araştırdım :D yazarın çıkması gereken bir sürü bir sürü kitabı var eee banada
beklemek düşer. Zira ne yazar ne de yayınevi benden bu kadar kolay kurtulamaz…
Kitabın konusuna gelelim şimdi…
Kitabın giriş kısmı 24 Haziran 2006 da başlıyor.
Epilepsi
hastası olan Suzy’nin kendi dünyasında başlıyoruz kitabı okumaya.
Zaten soru
işaretleri de bu kısımda başlıyor ve on beş gün öncesine, yani Rhonda’nın kasabanın
küçük kızının bir tavşan tarafından kaçırılmasına tanıklık ettiği bölüme
geçiyoruz.
Bu tavşan Rhonda nın çocukluğundan çıkıp gelmiş bir
hayaletten farksız.
Bu kısımda hikaye 11 Nisan 1993 yılına gider…
Küçük bir çocukken ikizi gibi hiç ayrılmadığı Lizzy ve onun
abisi ve Peter ile ormanın içinde tavşan ile oyunlar oynar ve büyüdükçe
aileleri hakkında sırları öğrenmeye başlar.
Mutluluktan sırlarla çevrili bir
hayat geçiş yapmak Rhonda için zor olsa da en büyük zorluğu tavşan Danielin bir
anda ortadan kaybolması ve hemen ardından da Lizzy’nin kasabayı terk etmesi ile
yaşar.
Peter ile aralarında sessiz bir anlaşma başlar ve her ikisi de bu iki
kayıp için tek kelime dahi etmez.
Ta ki aradan geçen on üç yıl dan sonra tavşan tekrar ortaya
çıkana ve küçük bir çocuk kaybolana kadar…
***********************************************************************************************************************************************************
Hikaye bu kısımda ilginç bir hal alıyor ve konun içinden
konular çıkıyor. Ve aslında çıkmakla da kalmıyor aslında, peşin sıra gelen
olaylar farklı görünse de birbiri ile bağlantı kuruyor…
Bu kısıma kadar anlatması kolay,keşke okurken de bu kadar
rahat olabilseydim. Tam aksine diğer sayfada ne olacak telaşı ve o hikaye de ne
olmuştu beklentisi sizi zorlamaya başlıyor..
Ahhh ama nasıl zorlamak ^^ bir günde bitirmenize sebep
oluyor benden demesi ;)
Okurken gerim gerim gerileceğiniz mühteşem bir hikaye
TAVSİYE ederim millet…
Yazarın ilk kitabının tanıtımı için..
Bknz:
Kırk bir yaşındaki okul hemşiresi, Alzheimer hastası olan annesi ile ilgilenmek için kırsaldaki evine dönmüştür. Geldiği ilk gece bir cinayet olur ve küçük bir kız öldürülür.
Bu olay, kadının çocukluğunda yaşanan bir başka cinayete esrarengiz biçimde benzemektedir.
Sınıf arkadaşları tarafından "Patates Kız" denilerek alay edip dışlanan yoksul arkadaşı Del de otuz yıl önce aynı şekilde öldürülmüştür.
Delin katili asla bulunamamış, o günden sonra küçük kız, hayalet hikâyeleri ve efsanelerde ölümsüzleşmiştir.
Şimdi, yeni cinayetin soruşturması kahramanımızı karşı konulamaz bir şekilde içine çekerken, geçmişi ve geleceği korkunç, beklenmedik bir şekilde bir araya geliyor.
Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil… Ve gençliğinin hayaletleri unutulmaktan çok uzak.
Serpil Kır
.png)
