Herkese Merhaba!
Ön Okuma Partisi tam gaz devam ediyor :) İlk gün yayınım SESSİZ İNTİKAM kitabının ön okumasını incelemek ve Çekilişe katılmak için tıklayınız :)
bugünki kitabımız ise "SESSİZ İNTİKAM", açıkcası aralarından en merak ettiğim kitaplardan biri olur kendisi :) Yorum Durağım'ın kaldığı yerden SESSİZ İNTİKAM Ön Okumasının kaldığı yerden devam ediyoruz sevgili takipçiler :)
ÖN OKUMA PARTİSİ ETKİNLİK TAKVİMİ
Secevek Biri – Addison Moore | 15 – 19 Ocak
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
Sessiz İntikam – Laura Landon | 16 – 20 Ocak
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
Mabet – Sara Fine | 17 – 21 Ocak
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
1.Gün: Tuğçe’nin Kitapligi
2.Gün: Anime ve Kitap Sever
3.Gün: Yorum Durağım
4. Gün: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi
5.Gün: Kördüğüm Hayaller
Leydi Jessica Stanton altı gün içinde yirmi beş yaşına girip kendisini, İngiltere’nin en zengin kadınlarından biri hâline getirecek kadar yüklü bir mirasın sahibi olacaktı. Bu gerçekleştiğinde de üvey kardeşi Colin, özgürlüğüyle birlikte tüm her şeyine el koymak için Jessica’ya saldıracaktı. Tek bir çözüm vardı: kendisine Colin’in karşısında durabilecek kadar güçlü bir eş bulmak. Fakat onu koruyabilecek birisini bulabilse bile, hangi adam sırrını öğrendikten sonra onunla evlenirdi ki?
Northcote Kontu Simon Warland’ın iflasın eşiğine gelmiş olmasının yanı sıra, tüm Londra’da, müsrif babasının zamansız ölümünde bir parmağı olduğuna dair dedikodular da devam ediyordu. Artık onu her şeyini kaybetmekten koruyacak bir kadın bulmaya mecburdu. Fakat hangi kadın bir cinayet zanlısıyla evlenmek isterdi ki?
Tamamen mecburiyetten bir araya gelen Jessica ve Simon evliliklerinin anlaşmalı bir evlilik olduğu konusunda uzlaşırlar. Fakat Simon’un kendisiyle evlenmesinin ardında yatan gerçeği öğrendiğinde, Jessica’nın kalbini hiçbir yasal evrak koruyamayacaktır, çünkü Jessica tüm çabalarına rağmen kocasına âşık olmuştur. Oysa aşk, belki de ikisinin de en çok ihtiyaç duyduğu şey olmasına rağmen, ikisinin de istediği en son şeydir.
Şaşkınlıktan gözleri kocaman açılan
uşaklar, ellerindeki titreyen tepsilerin üstündeki bardakları dengede tutmaya
çalışarak oldukları yerde kaldılar. Müzisyenler ellerindeki at kılından yapma
yayları kemanlarının sessiz telleri üzerinde tuhaf bir biçimde öylece
tutuyorlardı. Şaşkınlıktan donakalan dansçılar, bir bahçenin içindeki heykeller
gibi görünüyorlardı. Gözlerine inanamayan Londra’nın tüm asillerinin ağızları
şaşkınlıktan açık kalmıştı; sanki gördüklerine inanamadıkları bu görüntü
akıllarının kavrayamadığı öyle bir noktaya gelmiş de hepsi birdenkonuşurken
felç geçirmiş gibiydi.
Jessica anlamayan gözlerle Melinda’ya
baktı, arkadaşı elini sımsıkı tutuyordu. Melinda’nın yüz ifadesini inceledikten
sonra bakışlarının yönünü takip ederek merdivenlerin tepesinde duran adamı
gördü.
Vücudundaki tüm sinirlerine aşırı bir
heyecan yüklenen Jessica ürperdi. Adamın varlığı onu esir aldı ve azad etmeyi
de reddediyordu. Bakışlarını adamın etkileyici görüntüsünden uzaklaştırmaya
çalışsa da yukarıdaki girişte duran o uzun boylu esmer yabancıdan gözlerini
alamadı. Kalabalığa bakarken yüzünde oluşan yakıcı ifade Jessica’nın
omurgasında soğuk bir ürperti hissetmesine neden oldu.
Adamın hareket etmesini beklerken, ürpertici görüntüsünden dolayı olduğu yere çakılmış durumdaydı. Yaydığı enerji Jessica’yı coşku ve korkunun karışımından oluşan tuhaf bir duygunun içine doğru çekiyordu.
Adamın hareket etmesini beklerken, ürpertici görüntüsünden dolayı olduğu yere çakılmış durumdaydı. Yaydığı enerji Jessica’yı coşku ve korkunun karışımından oluşan tuhaf bir duygunun içine doğru çekiyordu.
Omuzlarını geriye atmış, çenesi havada,
savaşa bile hazır uzun ve adaleli bacakları ile mum gibi dimdik bir görüntü
sergiliyordu. Üstündeki gece kadar siyah, kuyruklu ceketi, geniş omuzları
sayesinde mükemmel görünüyor, boynuna taktığı parlak kar beyaz kravatı ise
bronz teniyle bir tezat oluşturuyordu. Adamın etkileyici uzun boyu ve
olağanüstü endamı tüm odada egemenliğini kurmuştu. Ama Jessica’nın kalbini
neredeyse durduracak olan şey onun delici bakışlarıydı. Odadaki herkesin
nasiplendiği öldürücü bakışları orada bulunmasına karşı çıkacak tüm Londra elitlerine
meydan okuyordu.
Kimse karşı çıkmadı.
Kimse kıpırdamadı. Nefes dahi almadılar.
Kimse cesaret edemedi.
Şaşkınlığını gizleyemeyen asillerin
içkilerine devam etmelerine açıkça müsaade ettikten sonra merdivenin sonuna
doğru kasti yavaş adımlarla yürüdü. Ve sanki her hareketini dikkatle inceleyen
gözlere aldırış etmiyormuşcasına, ev sahiplerini tam bir özgüven ve
soğukkanlılık ile selamladı.
En ufak bir detayı bile kaçırmak istemeyen
Jessica, önündeki iri adam görüşünü engellediği için hafifçe sola doğru
eğildi. Geniş omuzlu yabancının düşesin eline bir öpücük kondurmak için
uzanışını hayranlıkla seyretti. Düşesin şaşkınlıktan ağzı açık kalmış, yüzünün
de rengi atmıştı.
Jessica bir facianın patlak vermesini
beklerken nefesini tuttu.
Çekici yabancı hafifçe eğilerek ev
sahiplerini selamladı. Ne gözlerindeki ciddi bakış, ne de yüzündeki sert ifade
yumuşamıştı. Tekrar doğrulup dik durduğunda ise rahatsız olduğu çok bariz olan
Stratmore Düşesi elini boynuna götürdü.
Adam sanki ev sahibinin kontrolünü kaybedeceğini
daha önceden fark etmiş gibi son kez başıyla hızlıca selam verip omuzlarını
dikleştirdi ve düşes yere, kocasının ayaklarının dibine yığılırken, oradan
uzaklaştı.
Önsezileri kuvvetli olan yabancı yaratmış
olduğu kaosu pek umursuyor gibi görünmüyordu. Balo salonunun ortasına doğru
birkaç adım atarak, şaşkınlıktan donakalmış uşaklardan birinin tuttuğu tepsiden
bir kadeh şampanya aldı ve durdu. Şaşkın kalabalıkla yüzleşmek için yavaş
hareketlerle arkasına döndü.
Sanki kaderi gizemli bir güç tarafından
kontrol ediliyormuşcasına, Jessica bu yakışıklı yabancı ortalıktan kaybolmadan
önce ona daha yakından bakmak zorundaymış gibi hissediyordu. Onu daha iyi
görebileceği açıklık bir alana doğru ilerledi.
Adamın bakışları Jessica’nın hareketini
yakaladı ve büyüleyici görüntüsü Jessica’nın görüntüsüne kenetlendi.
Jessica bunun farkına vardığında,
ensesindeki karıncalanma hissini iyice yoğunlaştıran ve kalbinin
derinliklerinde debelenip duran o bariz karmaşıklık hissini daha da güçlendiren
bir ürpertinin tüm vücuduna yayıldığını hissetti.
Adam kaşlarını iyice çattı ve kaşları
kalın, ürpertici bir çizgi görünümünü aldı. Yüz ifadesi Jessica’nın kendisini
gördüğü gibi, adamın da onu görebildiği konusunda Jessica’yı uyarıyordu.
Yoğun bakışlarıyla Jessica’yı esir
aldığında Jessica’nın tüm dengesi bozulmuştu. Damarlarındaki kan kızgın bir
ateş gibi alevlenmiş, ciğerlerini doldurması gereken hava bir anda ortadan
kaybolmuştu.
Adam Jessica’yı esir aldı, sonrasında da
acımasız bir şok darbesiyle bakışlarını onun üzerinden aniden çekti. Çok
yüksek bir mesafeden yere düşmüş gibi hisseden Jessica hızlıca bir silkindi.
Adam kendisine yol açan kalabalığa son kez etkili bir bakış attıktan sonra
bahçeye çıkan açık çift kapıdan geçip gitti.
Gecenin karanlığı adamı zifiri karanlığın
içine çekerken, sanki adam onun bir parçasıymış gibi onu tamamen sardı.
Melinda en yakındaki sandalyeye
oturup boş giriş kapısına baktı. “Geri döndü.”
MABET KİTABI İÇİN ÇEKİLİŞİNE KATILMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
ben de varım :)
YanıtlaSilOkumak için sabırsızlanıyorum :)
YanıtlaSil