Herkese Merhabalar!!!
Upuzun bir aradan sonra bir kitap yorumu ile karşınızdayım. (Ağlamak istiyorum..) İşler almış başını giderken biraz nefes almak ve bloğum ile ilgilenmek açıkçası iyi geldi. Şimdi sizleri bu özlemimle çok fazla boğmadan kitabımıza döneyim.
Yeni bir yayınevi öncelikle kocaman bir merhaba! diyelim kendilerine HOŞGELDİN Go Kitap!
Kitabımızın kapağı adı orjinal gördüğünüz üzere ve aldığım duyumlara göre bir de dizisi mevcut. Ben dizisini henüz izlemedim ama oldukça geniş bir hayran kitleri bulunuyor. Size diziden birkaç kare paylaşıyorum. Belkim merak eder incelemek istersiniz.
Ve yine duyduğum kadarıyla kitap ile dizinin çok birbirinden haberi yokmuş :D Ama dediğim gibi izlemediğim için bu konu hakkında bir yorum yapamıyorum.
Efenim önce kitabımızın kapağını ( mıknatıslı bir kapak ve inanılmaz güzel duruyor!) ve konusunu sizinle paylaşıyorum ve sonrasında hemen yorumuma geçiyorum.
Orijinal Adı: The 100/The Hundred (The Hundred #1)
Yazar: Kass Morgan
Yayıncı: Go! Kitap
Sayfa Sayısı: 297
İNSANLIĞIN GELECEĞİ ONLARIN ELİNDE
Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya'nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür.
Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya'ya gönderilecektir.
Koloninin geleceği, onların elindedir. Bu onlar için ya ikinci bir şans ya da bir intihar görevi olacaktır. 100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünya'da hayatta kalmaya çalışmalıdır. Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar bir bir gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.
Bilim kurgu tarzında hoş bir roman olan THE 100 bize evrenle ve olan olaylarla ilgili akışları 4 farklı karakterin gözünden sunuyor. Öncelikle bu şekilde bir kitabı okumak cidden hoşuma gitti. Bu türün bir fanatiği olmadığım malumunuz, ama kitap bana kendini okuttu yorumu çok da yanlış olmayacak sanırım.
Olayın biraz daha içerisine girmek gerekirse, Dünya'da meydana gelen bir nükleer felaket sonucu, kendini kurtarabilenler bir uzay gemisinde yaşamaya başlıyorlar. (yaşamak denirse buna tabi.)
Şimdi malumunuz bir uzay gemisinin de kapasitesi var. Ekonomi dersinde gördüğümüz sınırlı kaynaklar ve kıtlık teorisini burada bütün gerçekliği ile görebiliyoruz. İnsanlar ürüyor yaşıyor ama kaynaklar kısıtlı. Haliyle herkesin yatacak yeri yok. Hunger Games'i aratmayacak bir kast sistemini burada da görüyoruz. (Dünya düzeni bu diyerek devam ediyorum..)
Öksürseniz suç olan bu gemide (abartıyorum tabi ama çok da değil) zengininden fakirine suçunun büyüklüğüne bakılmaksızın ölüme mahkum ediliyor. Bunun sebebi tabi ki doyuracak boğaz sayısının azaltılma çabası, kaynak yetersizliği.
Bakıyorlar ki bu bir çözüm değil, suçlulardan oluşan bir grubu Dünya' yı ve kaynakları kontrol etmek için göndermeye karar veriyorlar. Tabi oradan kimsenin bir haberi yok. Haliyle bu grubun orada neler ile karşılaşacakları ciddi bir muamma.
Gelelim bize olayları anlatan kahramanlarımıza, Clarke || Bellamy || Wells || Glass
Bu karakterlerin kendi hikayelerini dinlerken bir yandan Dünya ve Koloni ile ilgili de bilgi sahibi oluyoruz. Clarke, Bellamy ve Wells Dünya'ya keşfe gönderilen 99 kişiden ve bize Dünya'da ki olayları aktarıyorlar. Glass ise kaçarak kolonide kalıyor ve bize Koloni'den bağlanıyor, onun gözünden de Koloni'de ki gelişmeleri dinliyoruz.
Açıkcası yazarın kalemini oldukça usta bulduğumu itiraf etmek istiyorum. Benim yaşımda ki biri için ergen romanı kalacağını düşünürken kendimi kitabı bir solukta okurken buldum. İçerisinde her şey var kitabın, gizem,merak entrika, aşk, kardeşlik (ki bu kısım ağlatabilir),dostluk ve ihanet, korku..
Tabi kitabın sonu bende havada kalan ve devamını kesinlikle merak eden bir şekilde bitti. :D Bu bir ticari teknik ise işe yaradığını söylemem lazım, ikinci kitabı büyük bir merakla bekliyorum. (Diziyi izlemek ile ilgili şüphelerim halen devam ediyor) Kitabın daha içerisine girersem spoiler vermekten korkutuğum için konusunu aktarmakta kalmak zorundayım. Bir kelimem yüzünden beni vurabilirsiniz ve ben bunu istemiyorum. :D
Bu türü takip edip sevenlere kesinlikle önermekle beraber, ufak bir değişiklik arayan herkese mutlaka vakit ayırmalarını tavsiye ederim.
Bir daha ki yoruma kadar... Sağlıcakla kalın efenim.
Küçük Kız