Merhabalar Küçük Kızın Biricik Okuyucuları(:
Bu yazıya hazırmısınız bilmiyorum (: yine kendime mani olamadım yazdım durdum. En azından bu sefer önden uyarıyorum (:
Şimdikten iyi okumalar efendim. (:
ÖN BİLGİ:
Küçük Kız
historical romance'larına kesin geri dönüşünü bu post ile resmen yaptı sevgili okurlar.
Adli Tatil’in yaklaşması ile duruşma yoğunluğunun azalması ve dil kursumun dönem arasına girmesi ile sizleri bolca tarihi aşk romanı incelemesine boğmayı düşünüyorum. [Yani umarım, başıma yeni yeni işler çıkmazsa (: ] Lisa Kleypas, “Historical Romance Yazarları Top 10” listemde yer alan yazarlardan biridir. Ülkemiz de bütün kitapları Epsilon Yayınlarından çıkmakta. (Tabi ki şaşırmadınız.)
Yazarın yazım stilini ve kurgulama tekniğini genel olarak incelersek, her kitabında Julie Garwood ile aşina olduğumuz espirili dialoglar ile dolu ve kesilikle kendine has, kitabın sonuna kadar kurguya bağlı ve ayağı yere basan karakterler yarattığını görüyoruz. (Bu sık karşılaşılan bir durum değil ne yazık ki.)
Belki de Lisa’yı bu kadar keyifle okumamın sebebi erkek karakterlerinin bütün kusurları ile kitabın başından sonuna kadar ortada olmalarıdır. Hemen bir düzelme, ilk aşkın heyecanı ile derhal bütün karakterin değişmesini bulabilmek imkansız. Karakterlerinin kusurlarını örtme veya gizleme ihtiyacı olmadan, düzeltme gereği bile duymadan kusurlu kadınları ile yaptığı mükemmel eşleşmeleri ile karşılıyor bizi bütün kitaplarında.
Kadın karakterlere de aynı acımasızlıkla davrandığını söylemeden geçmeyelim. Kleypas çiftlerinin hepsi kendi içlerinde uyumu yakalabilmiş kusursuz uyum örnekleri olarak kendisine hasta bırakıyor.
Adli Tatil’in yaklaşması ile duruşma yoğunluğunun azalması ve dil kursumun dönem arasına girmesi ile sizleri bolca tarihi aşk romanı incelemesine boğmayı düşünüyorum. [Yani umarım, başıma yeni yeni işler çıkmazsa (: ] Lisa Kleypas, “Historical Romance Yazarları Top 10” listemde yer alan yazarlardan biridir. Ülkemiz de bütün kitapları Epsilon Yayınlarından çıkmakta. (Tabi ki şaşırmadınız.)
Yazarın yazım stilini ve kurgulama tekniğini genel olarak incelersek, her kitabında Julie Garwood ile aşina olduğumuz espirili dialoglar ile dolu ve kesilikle kendine has, kitabın sonuna kadar kurguya bağlı ve ayağı yere basan karakterler yarattığını görüyoruz. (Bu sık karşılaşılan bir durum değil ne yazık ki.)
Belki de Lisa’yı bu kadar keyifle okumamın sebebi erkek karakterlerinin bütün kusurları ile kitabın başından sonuna kadar ortada olmalarıdır. Hemen bir düzelme, ilk aşkın heyecanı ile derhal bütün karakterin değişmesini bulabilmek imkansız. Karakterlerinin kusurlarını örtme veya gizleme ihtiyacı olmadan, düzeltme gereği bile duymadan kusurlu kadınları ile yaptığı mükemmel eşleşmeleri ile karşılıyor bizi bütün kitaplarında.
Kadın karakterlere de aynı acımasızlıkla davrandığını söylemeden geçmeyelim. Kleypas çiftlerinin hepsi kendi içlerinde uyumu yakalabilmiş kusursuz uyum örnekleri olarak kendisine hasta bırakıyor.
Romance
kitaplarda asıl olan ana karakterlerin akış içerisindeki sadakati ve
gerçekçiliğini Lisa Kleypas’ ın bütün kitaplarında görebilmek mümkün. (ki
kurgunun yanında kitabın kalitesini kesinlikle buradan anlarsınız.) Birbirine
kesinlikle benzemeyen karakterler yaratıp her bir kitabında sizi kendisine
hayran bırakacak bir kurgu yaşatmayı nasıl beceriyor inanın algılayabilmiş
değilim. Ama o Lisa yapar yani şaşırmamalıyız. (:
Seri Bilgisi:
Wallflowers* Serisi:
1- O Yaz
2- Ben Böyleyim
3-Sevgim Sana Ait
4-Nisan Yağmurları
5- A Wallflower Chrismas (Çevrilmedi)
(*Wallflowers:
Duvar çiçeği anlamına gelip, balolarda dansa kaldırılmayan bütün gece salonun
köşesinde oturan kızları betimlemek amacıyla kullanılan bir terimdir.)
KİTAP TANITIM:
Londra
sosyetesine giren dört genç kızın ortak bir amacı vardır: Tüm kadınsı
yönlerini ve çekiciliklerini kullanarak kendilerine birer koca bulmak. Annabelle
Peyton ise ailesini felaketten kurtarmanın tek yolunun, soylu bir genç adamın kendisine
evlenme teklif etmesini sağlamak olduğunu düşünmektedir. Bunun için güzelliğini
ve zekasını sonuna kadar kullanmakta kararlıdır. Ancak Annabelle’in en büyük
hayranı, zengin ve güçlü Simon Hunt genç kızın aklını çelmekte ve onun
duygularına karşı koymasını güçleştirmektedir.
Arkadaşları, Annabelle’i Simon’dan uzakta tutmak için uğraşırlar ve ona uygun gerçek bir beyefendi bulmaya çalışırlarken, bir yaz gecesi her şey değişir. Annabelle, aşkın en tehlikeli oyun olduğunu keşfeder.
Arkadaşları, Annabelle’i Simon’dan uzakta tutmak için uğraşırlar ve ona uygun gerçek bir beyefendi bulmaya çalışırlarken, bir yaz gecesi her şey değişir. Annabelle, aşkın en tehlikeli oyun olduğunu keşfeder.
YORUM:
Serinin ilk
kitabında Wallflowers kızlarının tanışma ve toplanma hikayesini okuyoruz birazda ve kızlarımızı tanıyoruz. O kısımların çok keyifli olduğunu belirtmeliyim. Bu kızların başına neler geleceğini sırf elinizdeki kitabın değil serinin tamamının nasıl sonuçlanacağını büyük bir merak içerisinde okuyorsunuz.
İlk
kitabımızın kahramanı Annabelle (1. Kitap), Amerika’lı zengin varisler Lillian
(2. Kitap) ve Daisy (4. Kitap) ve kekemeliğe hasta olduğum, zor bir hayata sahip Evie
(3. Kitap).
Bu kızların
arasında kurulan o sıcak bağa imrenmemek elde değil. Hepsi güzel ve naif,
mutlu evlilikler yapabilmek için kolları sıvamış haldeler. Azimliler. (: Çok sevimli bir ekip(:
Aralarında güzellik anlamında en avantajlısı Annabelle, ancak hiçbir çeyizi olmadan ve oldukça
büyük maddi sıkıntılar çekerek idame ettirmeye çalıştığı ailesine bakılarak da
denilebilinir ki aynı zamanda mükemmel bir metres adayıdır kendisi.Historical romance'larda rastladığımız üzere eğer kızımızın çeyizi yoksa, aile maddi sıkıntıdaysa, hele baba hayatta yoksa kız potansiyel metres adayıdır. (: Tıpkı Annabella gibi (:
Simon, bir
asil değil. Babası kasaplıkla uğraşırken ticaret atılmış ve sanayi alanında
yaptığı başarılı yatırımlar sayesinde büyük bir servet yapmış kimsedir. Hiçbir
zaman sosyeteye tam anlamıyla kabul edilemeyecek olan Simon’ın aslında bunu hiç
önemsemediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Sosyetenin en güçlü isimlerinden olan
asil Lord Westcliff ile olan iş ortaklığı ve dostluğu asiller karşısında onu
kaybedilmemesi gereken biri yapmakta.
Simon’ın tek
istediği Annebella. Onun için pek çok şeyi yapmaya hazır ve bunu belli etmekten
hiç kaçınmıyor. Annebella’nın sıkıntısı ise Simon’dan hoşlanmıyor olması değil tabiî
ki, o bir Lady ve ailesini kurtarabilmesi için zengin asil bir lord ile
evlenmesi gerekmekte.
Beni ikili
arasında en çok etkileyen şey öncelikle Simon’ın sabrı oldu. İki sene boyunca
karşılaştıkları her baloda vals teklif edilip Annabella tarafından reddedilen
Simon’ı bu kesinlikle durdurmamış. (: İkinci olarak Simon’ın Annabella ile
ilgili bu kadar inatçı olmasının sebebinin aslında aşk değil tutku ve arzu
olduğunun oldukça gerçekçi bir uslupla anlatılıyor olması. Simon karakterini
okuduğunuzda göreceğiniz şey kendisinin asla duygusallıklara kapılıp onun
peşinden koşacak bir adam olmadığı olacaktır zaten. Bu sebeple kıza sahip olmak
istiyor olması onun sadece dürüstlüğünün göstergesiydi benim için kitapda. (:
Tabi ki sonları olaylar ikisininde kontrolünden çıktı ama zaten o kısımlarında kendisni çekirdek çitlekirken bir durumda bulmanız muhtemeldir. (:
Ancak şunu da söylemek lazım, "O Yaz" belki de Lisa Kleypas'ın en vasa kitabıdır diğer baktığınız zaman. Ama lütfen şu sonuç çıkmasın kitap kötü değil hayır, sadece lisa Kleypas kitapları arasında kategorilendiğinizde Simon ve Annabella'nın kitabı aralarında en durgunu gibi görünüyor. Sonuçta okuduğunuz yazar bir bestseller vasat dediğimiz şey ne kadar kötü olabilir ki? İyinin kötüsü işte (:
Simon ile Annabella arasındaki ilişkinin ilerlemesi ve büyük oranda gerilemesi, Annabella'nın cast sistemi arasında sıkışıp kalması ve bu sırada yaşadığı gerginlik, Simon ile beraber vakit geçirdikçe ona karşı önüne geçemediği hoşlanması, Anna'nın annesinin ve evinin içerisindeki olaylar ve sırlar, wallflower kızlarımızın muhteşem dostlukları ve birbirleri olan desteklerinin yanına yazarın mükemmel mizahi dilinide ekleyinde "yeme de yanında yat"lık bir okuma zevki sunuyor size. (: Tavsiyemdir efendim, bu seriyi edinin ve kendinizi muhteşem kitap okuma zevkinden mahrum bırakmayın. (:
Sevgilerimle,
Historical Romance Gurmeliği Yolunda önü açık, sırtı pek. Yorumculuk sahalarına işe güce ve sıcak havalara rağmen tam gaz geri dönen romantik blogger
yaa marcus ve lillian favori ama bir de kekeme karakterimiz Evie :) anabella bir şekilde güzelliğinden kurtaran bi karakter aslında :) ama özellikle Evie'ye kıyamam ben :) ellerine sağlık güzel bir yorum tabiki de teşekkür ederiz efenim :) ve bayıldığım kendini betimlenmenle sonlandırıyorum :D "Historical Romance Gurmeliği Yolunda önü açık, sırtı pek" :)))) Küçük Kız :)))
YanıtlaSileheheh bu ara imzalarım ile anılıyorum biliyorsun (: heheh sağol annem teşekkür ederim.
YanıtlaSilNayn! Bu kitap hem sansür hem edisyon hem de çeviri kurbanı olmuş be :D Bunun mangasını okudum o daha güzeldi kuzu. Ama serideki favorim sonuna kadar Sebastian olacak ! Herif beni bitirdi bitirdi :D
YanıtlaSil:) kesinlikle :)) yaratıcı kimliğine hayranınız tüm takipçilerin olarak bebeğimmm :)
YanıtlaSil1- Bana derhal mangasının linkini gönder (: Çatlıcam meraktan. :)
YanıtlaSil2- Çeviri veya edisyon neyse kitabın/serinin mükemmel olduğu gerçeğini değiştirmez. Bende Marcus'umu yoksa Sebastian'ımı alayım bilemedim. (: Sonuç olarak ikisinide aldım gitti. Ama saka katılıyorum benımde favorum "Sevgim Sana Ait" kitabı oldu (:
seni yirim <3
YanıtlaSilYahu sen asıl diğerlerinin mangalarını çıkınca gör ! Sebastian çok çekiciiiii *-*
YanıtlaSilhttp://www.mangahere.com/manga/kabe_no_hana_hishoyaka_na_shoka_no_yoru_no/c001.1/4.html
marcus filan daha çıkmadımı ?? Simon'a bitti mükemmel olmuş yahu :) posta ekliyim şunu millet bakmak ister belkim :)
YanıtlaSil